Uncategorized

Siyasi Partilerin Sosyal Medyadaki Gürültüsü

Sosyal medyada iki önemli eylem vardır, bunlardan biri üretmek diğeri de paylaşmaktır. Sosyal medyanın temelleri bunlardır fakat paylaşmak için de önce içeriğin üretilmesi şarttır.

Geçtiğimiz günlerde pek çok haber sitesinde Akp ve Chp’nin örgüt yapılanmalarının sosyal medyada daha aktif olarak seçim stratejisi geliştirdiklerinden bahsediliyor. Bu durum bir süredir twitter gündeminde göze çarpıyor. Özellikle içinde akp geçen kullanıcı adlarında ve tt listesindeki hashtaglerde bir artış olduğunu kişisel olarak gözlemleyebiliyorum.

Sosyal medyada çok fazla takipçi, beğeni, twitterde trendtopic olmak elbette önemli fakat bunların temeli atılmaz ve içi boş bırakılırsa yapılan çalışmalar etkisiz kalır. Bir gelişme elde edilemez. Şu ana kadar edindiğim izlenimlerde de bu sosyal medyadaki hareketlenmelerde kalabalıktan fazla birşey gözlemlediğim söylenemez.

Pek çok profesyonel(!) sosyal medyacının bir yandan yönettikleri hesaplara normal olmayan yollarla takipçi/beğeni sağlarken mikrofon ellerine geçtiklerinde takipçi satın alarak sosyal medyada başarı elde edilemez cümlesindeki gerçek haklılık payı sosyal medyadaki bu politik hareketlerde ortaya çıkıyor.

Her ne kadar siyasi oluşumların sosyal ağlardaki takipçileri gerçek ve organik kullanıcılar olsa da kaliteli içerik üretmeyen, amatörce yönetilen hesapları topluluk yönetiminden oldukça uzaklar. Partilerin gençlik kolları tarafından açılan çokça hesap, kaliteli içerikler üretemiyor ve takip edildikleri topluluğun üzerinde gerçek bir etki kuramıyor.

Siyasi partiler sosyal medyada takipçilerine paylaşmaya değer içerik sunmuyor! Alelade sunulan içerikler de partinin kendi sempatizanlarınca paylaşılmalarından öteye gitmiyor. Bu şekilde siyasetin sosyal medya üzerinde oluşturduğu tek ürün “gürültü” oluyor.

Siyasilerin elbette çalıştıkları bir sosyal medya ajansları ya da profesyonel sosyal medya uzmanları vardır ama bu onların sosyal medyadaki varlıklarına etki edememiş görünüyor. Siyasi partilerin sosyal medyada  kaliteli içerik üretememe gibi bir sorunları var. Bu sorunu aşmadan da sosyal medyadaki örgütlenmeleri kendileri açısından bir katkı teşkil etmeyecektir.

Yazar Hakkında

Yılmaz Barış

2006 başında blog yazma heyecanıyla kendimi kaptırdığım dijital dünya sonrasında mesleğim ve hayatım haline geldi. 2008'de serbest zamanlı, 2012 sonrasında ise profesyonel olarak dijital pazarlama uzmanı/danışmanı olarak çalıştım. Ulusal ve global birçok farklı marka içi dijital pazarlama hizmetleri verdim. Çeşitli blog ve portallarda dijital pazarlama, dijitalleşme, yenilikçi teknolojiler, sosyal mecralar ve yeni iş fikirleri gibi beni heyecanlandıran konular üzerine yazmak yapmaktan en çok keyif aldığım işlerin başında geliyor.

Yorum yazın